27 Ağustos 2016 Cumartesi

Beautiful Gong Shim yorum

Selaaam.Uzun bi aradan sonra ne yazsam diye düşündüm sonra aklıma kısa süre önce bitirdiğim Beautiful Gong Shim adlı dizi geldi.Madem öyle biraz yorumlamakta bi sakınca görmüyorum.
Baştan uyarayım diziyi izleyecek olanlar bunu izledikten sonra okusun.Spo yedim diye zırlamayın sonra buralarda.

Görsel sonucu

Dizinin ana karakterlerinde genellikle bi sıkıntı göremedim.Oyunculuklarında herhangi bi problem yoktu.İyi iş çıkartmışlar ama buna rağmen dizi hakkında olumlu söyleyebileceğim çok az şey var.
Zira dizi kesinlikle klişelerden oluşmuş vaziyette.İlk bölümde bu böyle değil dedirtti sonra bi baktım dizinin sonuna doğru klişeler üst üste bindirince bundan bi cacık olmaz diyip zorla bitirdim.Zaman geçmesine yardımcı oldu mu? Oldu.Orasına birşey diyemeyeceğim.

Yavaş yavaş klişe bulduğum şeyleri açıklayayım;
Birincisi ve en göze çarpan kızın özgüvensiz hiçbir işe yaramayan kendini olduğundan çok daha çirkin lanse eden hanım kızımız.İzlediğim kore dizilerinin %85'i bu karakterlerden oluşunca hele ki bu başrol olunca artık bezdiriyor.Hiç görmedim ki kızımız son derece güzel ve özgüvenli olsun.Kendinin farkına varsın.Öyle olunca ana karakter olmaktan çıkıyor.Kötü şirret kadın statüsüne terfii ediyor.Ne iş olsa yaparım dediğimiz karakter tam olarak bu.Sonra son 2 bölüm birden başarılı olup kendini aşıyor hanım kızımız.

Diğer faktörler olarak ki bu biraz spoiler alert olacak ama dizideki zengin olmayan çocuğun birden kayıp çocuk haline gelip zengin ailenin çocuğu çıkması.Yapmayın arkadaşlar daha düzgün senaryoyu ben bile çıkarırım.Bu zamanında bir sürü dizide konu olmuş şeylerin en başında.Eskidi bunun modası artık yıl olmuş 2016 klişesini söylettirmeyin.Bu yazıda en çok kullanacağım kelime klişe sanırsam.
Başrol kızımız hep müşkül durumdaki çocuğa aşık olur.Zengin janti karakterimiz ise istenmeyen ve diğerinden kesinlikle daha iyi olan kişi acı çeker.
Başka bir faktör başrol kadının etrafında hep ondan iyi olan bir kadın olur ve bu hep başrolümüze pusu kurar.Hep bi hezimete uğrar ve biz izlerken hep oooh gördün mü oluyoruz orası ayrı mesele.
Dizi sonunda herkes mutlu mesut halinden memnun hep iyiler kazanır halde yüreklere su serpilir.Neden? Kötünün de kazanmaya son derece hakkı var.İyi karakterlerimiz alıp başını giderken o kadar süre zarfında kötü karakterler ya da yan karakterlerin oldukları yerde saymaları artık samimiyetsiz geliyor.Bu tıpkı her şeyi Harry potter'ın başarması ve onu yadırgamamız gibi bir şey.Her ne kadar #potterhead olsam da yadırgarım acımam.(Konu dışı ama benzetme ihtiyacı güderim böyle arada.)
Durumlar böyleyken sadece şunu diyebildim en azından oyuncular için izlemeye değerdi.Ciddi anlamda artık Güney Kore'nin bu tarz klişeleri değiştirip oyunculara daha kaliteli senaryo götürmeleri farz oldu.Oyuncuların kara kaşı kara gözü hürmetine izlenen dizilerin sayısı arttıkça kalite düşüyor.Son derece göz kanatan içler acısı bi durum.Yazıda ağır eleştiri var ama yerden göğe kadar hakedilen eleştiriler bunlar.Saygılarımla..


Bu arada dizide en çok güldüğüm karakter;

Görsel sonucu



10 Ekim 2015 Cumartesi

FRİENDS

Şu zamana kadar izlerken kahkaha attığım ilk ve tek dizidir kendisi.İzlemeyenlerin şiddetle başlamasını tavsiye ettiğim,her karakterinde hayat bulacağınız ender dizidir.10 sezon olması gözünüzü korkutmasın çünkü izlerken hangi ara sezonu bitirdiğinize kendiniz bile inanamayacaksınız.Jennifer Aniston hayranı değilseniz,bu diziyle olacaksınız.Karakterileri sıralayacak olursak

Matt LeBlanc  - Joey Tribbiani

Kendisi son derece sempatiktir dizide.


Courteney Cox - Monica Geller 



Lisa Marie Diane Kudrow - Phoebe Buffay


Rachel Green's Closet


Jennifer Aniston - Rachel Green 



David Schwimmer - Ross Geller



Matthew Perry - Chandler Muriel Bing 

Ölmeden önce yapılması gerekenler listesine F.R.İ.E.N.D.S izleyi de ekleyebilirsiniz.İyi seyirler.



10 Haziran 2015 Çarşamba

Uzun süre taslakta kalan yazılar..



Night
Herkesin hayatında vardır bi' insan onu kendi derinliklerinde keşfeden.Her kim olursa olsun hayatında bıraktığı olumlu yada olumsuz izlerle hatırlatır kendini.Dönüm noktasıdır , hayatında açılan yada kapanan defter yaprağı gibi..

İnsanın hayatı boş bir defter gibidir her gelen bir cümle yazıp gider.Kimse cümlenin uzunluğuna bakmaz,taşıdığı anlam önemlidir çünkü.Taşıdıkları anlamlar kadar önemlidir insanlar,kendileri oldukları için önemliler.Seni değiştirmeye çalışmadıkları için,her seferinde seni düşüren değil toplayan oldukları için önemliler.Seni tarifi olmayan tecrübe yumağı haline getirdikleri için önemliler.Belki de bana bu yazıyı yazdırdıkları için..

İnsan demek  kazanılmış tecrübe , her tecrübe olgunlaşmış kişilik demektir bende.Hayatıma girip  tüm tecrübeleri yaşatan insanlara teşekkür etmeliyim, bana kişiliğimi biraz daha güçlendirme şansını verdikleri için.

8 Mart 2015 Pazar

Kadınlar günü temalı yazım

Bugünü bana özel kılan şey yani aklıma gelen ilk şey annem.Onun günü diyorum kendi kendime dünyadaki en mükemmel dayanma gücünü bana öğreten ve bunu uygulayan KADIN. Yüzüne baktığımda gördüğüm her yaşlanma belirtisi, annemin topluma yetiştirdiği çocuklarının izidir benim gözümde.Her beyazlaşan saçı bizim kazandığımız başarılar,her geçen yıl gitgide buruşan elleri ailenin sağlıklı beslendiği yemekler,bazı geceler tutan migren krizleri evin idaresi için düşünülen çıkış yolları.Ancak bir kadın tüm hayatını kendi dışında bir varlığa/varlıklara adayabilir kendini.Bir kadın bilir doğumunun acısını ama ağzını açıp şikayet ettiğini duyamazsınız ondan.İşte benim gözümde kadın bu yüzden değerlidir.Yaşadığı hayatta bir kez bile bencil olamamıştır kadın.Yaradılıştan mıdır bilinmez hep ikinci kişiyi düşünür.Koca bir yılın tek gününü toplumun iskeleti olan kadına ayırarak bencillik etmiyor musunuz?